İki gün öncesinde bara gittiğimde, dostumla beraber tekilayı kafama diklediğ…imde.. İçimdeki kurtçuğun çırpınmasıyla, iki taraf için geçerli olan işgalin; yavaş yavaş sökün etmesiyle, pek çok esef, yerle bir edilmişti…
-Acaba ikiye bölemez miyim?? Tanrım bu ne biçim ceza!!! bu uyuz kurtçuk, dolaşır ortalıkta…
–Sen de!! ne ileri-geri söyleniyorsun? Şeytanlar şişleyecek seni göreceksin. Ne çene varmış be! Yaklaş bakalım yanıma..
Gizli bir el yordamıyla; ağızdan mideye uzanan yolculukta, sinsice saklanmış kurtçuk, hemen yakalanır oracıkta… ileriye dönük istemsiz yolculuğunda; açtığı içsel tahribatların beraberinde, her yer kan revan içinde..
Kan revan içinde, yaslanıyorum arkama ve dostum bu sefer kıvranmakta.. aynı işlemleri, ben bu sefer gerçekleştiriyorum. Dudaklarımız arasında kıvranan alkollü bardaklarımız, kırmızıya bulanmış bir şekilde, biz yenilerini söylemeye koyulmuşken..
-Aldığımız bilgi yanlış!!
–Beni şaşırtıyorsun.. ve Neden gülüyorsun? (ufak bir tebessüm peydahlarcasına, karşılık verdi dostum)
-Sen onlarla konuştun.. Seni duydum..
–O zaman??
-Kavrayışları demir gibiydi, ama sandığımızdan güçlü değillerdi ve sen arkasından onlarla konuşup, ehlileştirdin…
–Onlarla konuştuğumda, yarattıkları sanrısalların ardında; midemin bir an büzülüp, minicik olduğunu hissettim. Ve sonrasında söylediğim tehtidin arkasından; “Bitkin düşeriz, açlıktan ölürüz” dediler. Umursamadım ve her zamanki gibi benzersiz bir ölümü bağışladım..
-Lanet olsun! Bu inanç meselesi değil, hakettikleri daha fazla.. Çıkının gizini ele geçirmek için, kendisine başka bir vücutta, beslenme ihtiyacı duyuyorlar…
–En azından daha öldüremediler bizi.. Yanlız bir tek heceye indirgenmiş derece yokluklarına sürüklendiler..
-Haklısın.. her şeyi geride bırakıp bir arjantin söyleyebiliriz. Ne de olsa kadınlarımızı yanlarımızdan uzaklaştırıp, sessizliğin elimizden gitmesini engelleyebildik..
– Sokak ortasında, kendilerini hiç bir şekilde rahatsız etmeyen, bir mustarip yakınlığında, seyrek yıllara giden; bir dostluğun sıcaklığında…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder