Uyanışın Acı Alayı..

Kefareti bile olmayan bir düşüşün içerisinde, aforoz edilmiş bir keşişin bilincinde, kör bir umutla, yoluma  devam ederken;

Derinlerde, aperatif bir yolla alınan, hiçliğin özümsemesinde neden bu kadar çürümüşlük kokar??? Neden bu kadar? Çaresizlik!! Uzun boşluklar bırakarak; yurtsuzluğun iki numaralı saklanmış giysisinde, art bir düzlemde bulanabilir!!!

Uzun bir ara değildi bu, daha sabah kovmuştum lanetleri… Ne dilsel ne de fiziksel bir dille, dile getirilmeyen sözcüklerin içerisinde; musallat olmuş bir iblisin verdiği vahşetin eşiğinde, günüme dair ölümümü gerçekleştiriyorum yine…

Halbuki ne kadar istemiştim değil mi?
Uyanık olmayı..
Bu karanlık kabustan, bir an önce, dışarı sızabilmeyi…

Halbuki ne kadar istemiştim değil mi?
Uyanık olmayı..
Uyanışla gerçekleşecek
Bir düşüşün içerisinde, bile-bile , lime-lime olmayı…

Ama bu belirsizliğin kadehinde;  Uyanışın..  Kolektif bir yalnızlığı doğurduğunu görünce, vazgeçmek için birazda olsa direnebildim.

Bu düşlerin ve düşüşlerin
Sabit noktasının
En ücra noktasına denk,
Parçalanabilecek bir şeylerin
Kalmadığını görebilmek
Büyük bir trajedi…
İşte bu !!
İnsanlığın mutlak sonu ve teslimiyet…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder