“Van Gogh’un akıl sağlığından söz edilebilir, o ki, hayatı boyunca sadece bir elini pişirmiş ve bundan başka da bir kez sol kulağını kesmekten öteye gitmemiştir. Her gün, yeşil bir salçada pişirilmiş vajina ya da ana rahminden çıktığında toplanmış kırbaçlanıp azdırılan yeni doğmuş bebek organı yenilen bir dünyada…
Ve bu bir imge değildir ama bütün yeryüzü boyunca sık sık ve güncel olarak tekrarlanan ve desteklenen bir olgudur.
Böylelikle, bu açıklama ne kadar çılgınca görünürse görünsün, şimdiki hayat eski adilik, anarşi, düzensizlik, sayıklama, bozukluk, kronik delilik, burjuva durgunluk, ruhsal çarpıklık (çünkü insan değil de dünya bir anormal olmuştur),istenmiş namussuzluk ve çarpıcı yalancı sofuluk, soylu her şeyin pis aşağılanması, bütünüyle, ilkel bir haksızlığın gerçekleşmesi üstüne kurulu bir düzenin talebi, sonunda örgütlü cinayet atmosferi içinde kendini korumaktadır.”
“Ve işte zavallı Van Gogh iffetli olduğu düzlem budur, bir meleğin ya da bir bakirenin olamayacağı kadar iffetli…
Çünkü asıl onlardır kışkırtan ve başlangıçta besleyen, büyük makinesi günahın. Beklide zaten, doktor L., haksız meleklerin soyundansınız, ama lütfen rahat bırakın insanları, Van Gogh’un her çeşit günahtan arınmış vücudu,delilikten de arınmıştı, ki onu zaten bir tek günah getirir. Ve ben Katolik günaha inanmıyorum ama erotik suça inanıyorum, ondan ki yeryüzünün bütün dahileri, tımarhanelerin sahici delileri sakınmışlardır, ya da o zaman sahici deli değildir.
Ve nedir sahici bir deli?
İnsan onurunun yüce bir fikrine karşı davranmaktansa, toplumsal olarak anlaşıldığı anlamda deli olmayı tercih etmiş insandır.
Böylece, toplum, kurtulmak yada kendini korumak istediği herkesi tımarhanelerinde boğazlatmıştır, bazı ulu pislikler konusunda kendisiyle suç ortaklığı yapmayı reddetmiş kişiler olarak.
Çünkü bir deli , toplumun dinlemek istememiş olduğu ve dayanılmaz gerçekler söylemesini engellemek istemiş olduğu bir insandır da…”
Antonin Artaud, Van Gogh adlı kitabında dile getirdiği, karmaşık üslubuyla; topluma karşı olan; protestosunun izleri…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder