Pastel’in…

İçsel sesin zihnimde yankılanması ile
Kayıtsızca öle kalakalmıştım.
Bu kaçıncı, canımı yakan..
Bu kaçıncı özümden lime-lime koparan..
Aşüfteliği sığınmış; hayat denen köpeğimin ihaneti..

Uzun dar bir boğaz,
Soluğun uçurumunda dayanaksız olarak..
Aşağıya doğru uzanan bilinen karanlığın içerisine,
Beni zorla itelemekte…
Soluksuz kalsın, boğulup bir önce gidebilsin diye..
El yordamı ile yokluyor
ve
Yer alan bütün acıyı ve kederi, üzerime örtüyor.

Kişisel bir ritim bulmuşçasına,
Hep aynı hüzünlü şarkı söyleniyordu bu derinliklerde.
Uzaklarda saklanan gizin verdiği incelikte,
Ruhunuz bir bir özümseniyor.
Yeni mabetler gün ve gün ekleniyor.
Her şeyde ayrı bir yamyamlık sürdüyor.
Özümse! Özümse!.. Özümse!..

Derken!
Delikten bakan arkadaş,
Usulca derinliğimde, kendine yer açmaya çalıştı.
Ne güldük,
Ne ağladık,
Ne de düşündük;
Geri kalanı siz düşünün artık!!
Çığlık ve fısıltı arasında, gidip gelen bu yaşamın zerresinde…

Acıyı ve her şeyi bu kadar farklı bir incelikle sergileyen
Kışın, solgun görünümünde;
İçimdeki Pastel’in;
Yarattığı fule halesinin gölgesinde,
Kaldığım sığınaktan
Sessiz bir hiçliğin ağını örüp
Beni içine hapsetmesini
İzin verdim…


Çektiğim acı ve keder
Apayrı bir kurum oluşturuyor.
Bölünmüş bir durumda
ve
İlk bütünleşmelere ait tutkularının,
Hepsini yerle bir edebiliyor…


Hey!!
Sen!!
Pastel tonlara bulanmış kuş,
Darmadağın etme biçiminle
Seni her şekilde
Seviyorum.
Ters çevirilince bile
Verdiğin acı aynı ekseriyetinde…
Ölen bütün kanatlarının zerresinde,
İçinden geçerek sana sesleniyorum…

Renklilik veya canlılık değil benim istediğim.
Aslında bir sözcük bile değil!!
Sadece oralarda bir yerlerde
Olabildiğince kapaklanmış,
Pastel bir tonun yarattığı çıkının içerisinde;
Bir böceğin vızıldamasını andıran bir dille,
Beklide anlaşılmaz mektuplar yazıp,
Sana farklı bir yansıma ya da tonlamada
Bir kuşun tünediğini hatırlatmak istiyorum..
Bu tonlamaya veya yanılsamaların
Yarattığı histerikle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder